Avrupa'nın En İyi 5 Cafesi

Yüzyıllar boyunca tüm dünyada cafeler ve barlar yalnızca kahve ve içki içmek için değil, aynı zamanda tarihte iz bırakmış kişilerin buluşma noktası da oldu. Günümüzde çoğunun açık olduğu bu yerlere isterseniz bir göz atalım.

Söylemlere göre dünya tarihine yön veren bir çok karar son 200 yıldır cafelerde alınmış. Bir çok artistin, entelektüelin, yazarın hatta bilim adamının buluşma noktası olan cafeler fikir alışverişine ve yaratıcılığa mekan teşkil etmişlerdir. Cafeler içinde yenilen tatlılar, pastalar, alaminüt yemekler ve tabii içilen kahveler, hafif ve sert içkiler arasında tarihte iz bırakan fikir ve projeler doğmuştur. Bir sonraki seyahatinizde hem düşüncelerinizi hem de damak zevkinizi geliştirmek istiyorsanız cafeler mutlak uğramanız gereken yerlerden biridir.

Cafe Els Quatre Gats - Barcelona 

Barcelona'nın bu ikonik cafesi 1897 yılında açıldı. 1903 de kısa bir süre için kapanana kadar şehrin kültür ve artistik hayatının merkezi oldu. Modernist Casa Marti binasının girişinde yer alan Els Quatre Gats Paris'te ki Le Chat Noir'den esinlenmiştir. Bohem bir atmosfer içinde yemek ve içki servisi yapılmaktadır.

Cafenin duvarında modernizimin önde gelen ressamlarından Ramon Casas'ın yaptığı Cafe Els Quatre Gats'ın sahibi Pere Romeu'nun tandem bisiklete binerken tasvir edildiği tablosu bulunmaktadır.

Cafe Municipal House - Prag

Prag cafeler şehridir. Böyle olunca cafeler arasında bir seçim yapmak hayli zorlaşıyor. Buna rağmen Art Nouveau tarzında mimariye sahip Cafe Municipal House'ın en tanınmış ve en iyi cafe olarak seçilmesi yanlış olmaz. Bunun sebeplerinden biri de Alfons Mucha ve Jan Preisler gibi çağının en seçkin mimarları tarafından tasarlanmasıdır.

Bir çok tarihi cafede olduğu gibi Cafe Municipal House altın çağında devrin en ünlü artistlerine ve fikir adamlarına ev sahipliği yapmıştır. Günümüzde daha çok turistlerin uğrak yeri olan cafede şairlerle bir arada olmasanız bile, Cafe Municipal House başlı başına bir şiirdir.

Café Gijón - Madrid 

Madrid'in merkezinde, Paseo de Recoletos Bulvarı'nda ki Café Gijon'un kuruluş tarihi 1888.
Bu mütevazı cafe İspanya iç savaşı sırasında ülkenin geleceğinin konuşulduğu önemli kişileri barındıran bir cafe oldu. Bu kişiler arasında Valle Inclan, şair ve oyun yazarı Frederico Garcia Lorca, filozof Ortegay Gasset ve daha bir çok fikir adamı bulunmaktaydı.

Bugün de Café Gijon kültürel ve entelektüel çizgisini korumaktadır. İster dışarda terasta ister içeride salonda bir şeyler içerek bu tarihi önemi olan cafenin tadını çıkarmanızı öneririz.

Madrid'ten Barcelona'ya tren biletiniz varsa, trene binmeden sabah kahvesi için mutlaka Café Gijon'a uğrayın. Pişman olmazsınız.

New York Café -  Budapeşte

Budapeşte'de Hotel Boscolo'nun girişindeki New York Café geniş ve lüks tasarımıyla görülmesi elzem olan bir cafedir. Bir çok kişi tarafından dünyanın en güzel cafelerinden biri olarak tanımlanır. Macar çikolatası ve çeşitli lezzetlerdeki pastaları ile meşhurdur.

Bu kadar gösterişli bir cafede kahvenizi yudumlamak size pahalıya patlayabilir ancak dekorunu görmek ve içinde bulunacağınız atmosferi hissetmek buna değer.

Café Cuillier - Paris

Paris'te cafeden bol bir şey yok. Bunu herkes biliyor. Café kelimesini Fransızlar bulduğundan zaten neredeyse tüm cafelerin güzel olması lazım. Café Cuillier Monmartre'ın tam göbeğindeki ilginç bir sokak olan Rue Yvonne le Tac'da yer almakta. Sacré Couer'e yürüyerek bir kaç dakika mesafede.

Vitrininde lezzetli Fransız pastalarının görüntüsü ağız sulandırıcı. Antep fıstıklı küçük kekleri tatmanızı tavsiye ederiz. Kahve çeşitleri fazla değil ama çok kaliteli. Oui, oui!


KURAP (Kurumsal Acenteler Platformu) Aralık Ayında Toplandı

Kurumsal Acenteler Platformu KURAP olağan Aralık Ayı Toplantısı Firuze Restoranda yılbaşı kutlaması eşliğinde düzenlendi.

Toplantıda üye acentelerin bazılarının bazı havayolları ile yaşadığı sistem sorunları ile ilgili bilgiler paylaşılırken, platform başkanlığına ulaşan Havayolları Kurullarında yer alma daveti de konuşuldu.

Ocak ayı toplantısının Air France - KLM  ev sahipliğinde, Şubat Toplantısının ise Singapur Havayolları daveti ile gerçekleştirileceği bilgisi verildikten sonra şahane bir kutlama ile gerçekleşen Yılbaşı yemeğine geçildi .


Yüz Yüze Toplantılar Bir Çok Sebebten Dolayı Önemlidir

Yüz yüze toplantılar içinde yaşadığımız dijital çağda hala önemli midir diye sorabilirsiniz. Cevabımız, evet önemlidir. Neden önemli olduğunu gelin görelim.

Teknolojik gelişmelere rağmen bir çok şirket hala yüz yüze toplantıları tercih ediyor. İletişimde daha etkili oldukları için, katılımcılar arasında sağlam bağların kurulduğu için ve daha fazla katılım sağladığı için.

Etkili bir yüz yüze toplantının nasıl yapılacağını öğrenmek belirlediğiniz amaca erişmekte, doğru organizasyon yapmakta veya toplantıya katılanlar arasındaki iletişimin gelişmesinde sizi başarıya taşıyacaktır. Bu yazı yüz yüze toplantıların neden çok önemli olduğunu, avantajlarını ve bunları takımınıza, müşterilerinize ve iş birliği yaptıklarınıza nasıl entegre edeceğinizi anlatmayı amaçlıyor.

Yüz yüze toplantıların faydaları nelerdir?

Şirketler iletişim üzerine kurulduklarından, insanların yüz yüze gelmesi temel unsurdur. Evet dijital iletişim son zamanlarda çok fazla yol kaydetti, bu yadsınamaz. Ama fiziksel yakınlık kültürünün gelişip sağlamlaşması, müşterilerle dostane ilişki kurulması ve tarafların birbirlerini daha derinden anlamaları bu işin olmazsa olmazıdır.

Birçok organizasyonlar yüz yüze toplantıları video toplantılara ve karma toplantılara tercih etmektedirler. Böylelikle büyük bir toplantıyı yönetebilmenin avantajlarını bilmenin kariyerinizde başarı kazanmanıza yardımı olacaktır.

Yüz yüze toplantılar bir çok avantaj sağlar

Sağladığı bir çok avantajlar sayesinde yüz yüze toplantılar organizasyonlarınız için popüler bir seçenek haline gelir. Tedarikçileriniz, müşterileriniz ve çalışanlarınızla yapacağınız toplantılar aşağıda sayılanları sağlayarak kapasitenizi yükseltmeye yarar:

Sözsüz  göstergelere dikkat etmeli ve doğru yorumlamalısınız

İnsanlar her zaman kritik bilgileri size sözlü olarak sunmazlar. İnsanlarla yapacağınız yüz yüze görüşmeler vücut dili gibi, yüz ifadelerii ve göz teması gibi ufak davranışları analiz etmenize yardımcı olur. Basit sözsüz iletişimler insanların tartışmalara ne kadar hakim olduklarını ve ne hissettiklerini sezebilmenize imkan sağlar. Bu sözsüz davranışlardan ip uçları çıkararak cevaplarınızı verebilir ve tartışmada üstünlük sağlayabilirsiniz.

Mesela müşterinizle bir toplantı sırasında, müşteriniz sürekli saatine bakıyorsa konuşma tarzınızı sıkıcılıktan kurtarıp daha çekici hale getirebilir veya dağılan dikkati tekrar sağlamak için konuyu değiştirebilirsiniz.

Yaratıcı fikirlerle ortaya çıkın.
Kişiler şahsi düşüncelerini ortaya koyduklarında doğal olarak iş birliği gelişir. Yüz yüze toplantılar aynı zamanda katılanların sorularını daha rahat bir biçimde ortaya koymalarına imkan verir.

Bu aynı zamanda katılımcıların yazı tahtasına veya bir kağıdın üstüne düşüncülerini paylaşmalarını sağlar. Bu paylaşımlar yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasına yarar. Stratejik bir konuyu veya yaratıcı bir düşünceyi ortaya koymak istediğinizde grupla yüz yüze toplantı programlamanız önerilmektedir.

Yeni bağlantılar kurun

Uzun vadeli kurumsal başarılar sağlam ortaklıklara ihtiyaç gösterirler. Müşterilerle, çalışanlarınızla ve meslektaşlarınızla bire bir yapacağınız toplantılar, aranızdaki güveni pekiştirerek daha derin bağlar kurmanıza yol açar. Henüz istenilen yakınlığı sağlayamadığınız yeni bir müşterinizle onun bürosunda veya kendi ofisinizde kahve içerek arzu ettiğiniz bağlantıyı sağlamak için adım atın.

Hassas konulara daha fazla ilgi gösterin

Hassas konularda yapacağınız yüz yüze konuşma yanlış anlamaları ortadan kaldıracağı gibi konunun daha etkili şekilde çözülmesini sağlar. Empatinin oluşmasıyla sorunu birlikte çözmeniz daha kolaylaşır. İster müşteriniz, ister çalışanınız, isterse meslektaşınız olsun bir sonraki aşamada da yüz yüze konuşmaktan çekinmeyin.

Etkili iletişim esastır

Yüz yüze toplantılar vücut dilinin sağlayacağı sezgiler ve karşılıklı soru sormalar sayesinde başarılı bir iletişim kurmaya yardımcı olur. Aynı zamanda yazılı mesajlar ve elektronik postaların sebep olabileceği yanlış anlaşımları önler. İşinizde belirginliğin gelişmesi için her zaman yüz yüze toplantılar gündeminizde olsun.


Hava Taşımacılığına Ekoloji Vergisi : Mutlak Gereksinim

Hava taşımacılığı çevreci aktivistlerin 1 numaralı hedefi haline geldi. Küresel ısınmanın baş nedeni olan karbon salınımının %3 azaltılması gerektiğini bize hatırlatmayı başardılar. Uçuşların iklim değişikliğine olan etkisini sorgulamaya gerek yok ama buna karşı olan sanayi sektörüne karşı güçlü bir şekilde inisiyatif kullanma zamanı geldi ve geçmekte.

Hava taşımacılığının ekonomik gelişmeye ve refah artışına sağladığı katkı onu kendisine yöneltilen suçlamalardan ve ödemesi gereken bedelden kurtarmaya yetmeyecektir.

Ekolojik verginin yönetimi ister küresel, ister Avrupalı veya tek bir ülkeye ait olsun, politik bir otorite tarafından sağlanacaksa takibi mümkün olmayacaktır.

Toplanan vergiler tüm ülkelere ait bir bütçenin içine dahil edilerek geçici hevesli politikacılar tarafından kullanılacağından kontrol edilemez durumda kalacaktır.

Verginin amacı sadece ve sadece ekolojik zararı önlemek olmalıdır. Yok, zarar eden havayollarının kurtulmasına katkı sağlayacaksa hiçbir anlamı kalmayacaktır.

IATA’ın İnsiyatifine Verilmeli

Bu işin sorumluluğunu havayolu taşımacılığı uzmanlarına bırakmak en akıllı yol olacaktır. IATA hala havayollarını en iyi temsil eden kuruluştur. Şimdiki durumda bu işi en iyi yönetecek kurum IATA olarak görülmektedir.

Yolcu başına ortalama 5 Euro veya 5 Dolar vergi alındığını düşünelim. Bu verginin tutarı tabiidir ki kısa ve uzun uçuşlara göre değişecektir.

Bir yılda hava taşımacılığı için 4 Milyar adet uçak bileti kesilmektedir. Bunun tümünün BSP den geçmediğini düşünsek bile en kötümser tahminle yüze 60’ı IATA'nın kontrolundadır. Bu hesaba göre yıllık 10 -12 milyar dolarlık bir birikimden bahsediyoruz. IATA bu paranın toplanması ve birikiminin sağlanmasına mükemmel bir şekilde hakim olabilme kapasitesine sahiptir.

Düşük Maliyetlerle Çalışan Hava Yollarının Durumu Ne Olacak?

Toplanan vergilerin oluşturduğu fonların kullanımı tamamen çevre korumacılığı faliyetlerine harcanmalıdır. Harcamanın şeklinin belirlenmesi çevreci kurullardan gelecek öneriler doğrultusunda IATA yönetimine bırakılmalıdır.

Böylelikle toplanan para hava taşımacılığının daha az emisyon yapabilmesini sağlayacak tekniklerin araştırılması ve kullanımına kanalize edilecektir. Tüm havayolları için aynı kurallar geçerli olacağından adil olmayan bir yöntem söz konusu olmayacaktır.

Düşük maliyetle çalışan havayolları yılda 700 ile 800 milyon arasında değişen sayıda yolcu taşımaktadırlar. Geleneksel şekilde çalışan havayolları ile aralarındaki fark daha da açılacağından onların bu oluşuma katılmaları adil olmayacaktır.

O zaman onların paylarına düşen katkının ne olacağına dair bir ortak yol bulunmalıdır. Yeterli derecede karışık olan havalimanları vergileri yoluyla buna bir çözüm getirilebilir. Tüm havayolları, düşük maliyetle çalışan havayolları dahil havalimanlarını kullanmak durumundadırlar.

Esas Güçlük Hava Yollarının Harekete Geçmekte Ağır Davranmasıdır

Bunun en iyi örneği fazla rezervasyon overbooking sorununun havayolları tarafından yönetilememesidir. Bu sebeble uçaktan indirilecek yolculara ödenecek paranın miktarının kendileri tarafından değil hantal bünyeye sahip diğer yetkililer tarafından yapılmasına müsaade edilmesi sonucu işlemlerin tamamlanmasının gecikmesidir. Aynı durum gecikmelerde ve iptallerde de yaşanmaktadır.

Ekoloji son 10 yıldır bir numaralı sorun haline geldi. Merak edilen şu: havayolları ekolojik verginin toplanmasında insiyatif kullanıp kendi çıkarlarını kontrol altına alacak mı, yoksa bunu rakiplerine mi bırakacak?


Kimdir Bu Dijital Göçerler

Pandemi esnasında dijital göçer sözü uzaktan çalışmayı ifade eden moda bir tanıma dönüştü.

İnternet dünyada seyahat eden 10.2 milyon kişinin merak sebebiyle seyahat ettiklerini söylüyor. Bu kesim 2019 yılına göre %50 arttı. Covid bazılarını cezalandırmakla birlikte diğer bir kesimi yeni projeler düşünmeye itti.

Dijital Göçerler: Kim Bunlar?

Öncelikle şunu söyleyelim. Bunlar başıboş insanlar değil. Bunların %71’i tam gün çalışmakta. Yüzde 33'ünün kendi işleri var. Yüzde otuz altısı serbest çalışmakta ve diğer şirketlerle temas halindeler. Geri kalan %21'i bir şirkette tam gün mesai yapıyor.

Yaş grubu 57 ile 77 arasında olanlar çoğunlukla bu toplulukta yer almamakla birlikte sadece yüzde yirmi ikisi topluluk içinde kendine yer bulmakta.

Dijital göçerlerin büyük kısmı bu yüzyıl içinde doğanlar. Yaşları 25 ile 35 arasında olanların oranı %44 iken X kuşağı dediğimiz 42 ile 57 yaş arasında olanların oranı %23. Son olarak dijital göçerlerin yüzde %59'unun erkek olduğunu belirtelim.

Topluluk içinde evli olanların oranı %61. Dünyayı gezmek bunların tek başına oldukları anlamına gelmiyor. Evli olanların %31'i eşleri veya partnerleriyle birlikte seyahat ediyorlar.

Dijital Göçerler Ne Kadar  Kazanırlar?

Haftada 46 saat çalışırlar ve yaptıkları işin cinsi büyük değişiklik göstermesine rağmen belli bir sektörün ağırlığı yoktur.

Çalıştıkları alanın %19'unu teknoloji ve IT teşkil ediyor. Eğitim ve öğretme (training) gibi sahalar daha sonra gelmekte. Eğitim sektöründe çalışanlar %10, öğretme sektöründe çalışanlar %9'u teşkil etmekteler.

Yukardaki alanlarda çalışabilmeleri için dijital göçerler iyi eğitim aldılar. Bunların %72'si bakalorya, %33'ü ise master derecesine sahipler. Çalıştıkları sektörler ve sahip oldukları diplomalar onlara rahat bir hayat sağlayabilecek kadar tatminkar maaş almalarını sağladı.

Ankete verdikleri cevaplara göre %44'ü yılda 75,000 Dolardan daha fazla kazanıyor. Sadece beşte biri yılda 25,000 Dolardan daha az gelir elde ediyor.

Dijital Göçerler Hangi Ülkeleri Tercih Ediyorlar.

Çoğunluğun tercih ettikleri ülkeler Meksika, Tayland, İspanya, Kolombiya ve Portekiz.

Ortalamada bir sene içinde 3 veya 4 ülkede kalıyorlar. Kalacakları ülkeleri seçerken dikkat ettikleri kriterler hızlı internet hizmeti, iyi iklim koşulları, bütçelerine uygun yaşam koşulları, kolay vize alabilme imkanı. Yalnızca %12'si aynı yerde 3 aydan daha fazla kalmakta.

Seyahat etmek ve dünyanın hemen her yerinde çalışmak önyargılı düşünceleri söküp atmak için insanın kendisine varoluşsal sorular sormasına neden oluyor. Dijital göçerlerin gidilen yerdeki halkla ilişki kurmakta, yaşam belirsizliği ve yalnızlık gibi sorunlarının olduğuda bir gerçek.


KURAP Kasım Ayında Toplandı

Kurumsal Acenteler Platformu KURAP Kasım ayı olağan toplantısını Alabanda Turizm evsahipliğinde İstanbul Le Meridien Otelinde gerçekleştirmiştir.

THY Corporate yetkilileri ile yapılan görüşmenin detaylarının paylaşıldığı toplantıda Eylül ve Ekim ayları ile yükselişe geçen satışların sonucu istenen teminat mektubu artışlarının sağlanmasında pandemi öncesi koşullara dönülmemesi halinde karşılaşılacak zorluklar, yeni üyelik talepleri, sektörde yaşanan ve öngörülen sorunlar ele alındı.

Toplantı ve sonrası öğle yemeği için  Alabanda Turizme çok teşekkür ediyoruz . 


Kurumsal seyahatler istenilen rakamların çok gerisinde

Dünya havayolu taşımacılığı sektörünün en önemli gelir kalemi olan iş seyahatleri bir türlü pandemi öncesi eski günlerine dönemiyor.

Havacılık sektörü her zaman için uçakla bir yerden bir yere gitmenin ötesine geçmiştir. Covid sonrasında ise dünyayı yeniden birbirine bağlamayı hedefleyen şirketler dahi yükselen bilet fiyatlarını karşılayamaz hale geldi.

Mesela, dünyanın en uzun rotalarından biri olan New York ve Sidney arasındaki business sınıf uçuşların fiyatı pandemi öncesine göre iki - üç katına çıkarak 20 bin dolar seviyesini görebiliyor.

Bloomberg’in haberine göre kurumsal seyahat yönetimi firması CWT'nin Başkan Yardımcısı Nick Vournakis konuya ilişkin açıklamasında "Açıkçası uçak yolculuğuna olan talep arzı aşıyor. Bu durum bilet fiyatlarını yukarı çekmekte. Bir noktada şirketler bu artış nedeniyle artık yeter diyecekler" şeklinde konuştu.

Seyahat pazarı sıkılaştı

 Covid kısıtlamaları tüm dünyada hafifledikçe, havayolu şirketleri filolarını yeniden eski sayısına tamamladı. Ancak talebin artan iştahını karşılayacak personel bulmak zorlaştı. Yüksek yakıt maliyetleri ise bilet fiyatlarının artmasında bir başka unsur.

CWT ve Küresel İş Seyahati Derneği'ne göre uçak biletleri fiyatları 2022'de %45 arttı. Gelecek yıl %6,2 daha artacak. Seyahat danışmanlığı şirketi TripActions, ABD kaynaklı rezervasyonlarda business sınıf bilet fiyatlarının Ocak ve Ağustos aylarında % 52 arttığını, bu artış oranının ekonomi ve premium ekonomi sınıfında daha yüksek olduğunu söyledi.

Şirketlerin yükselen maliyetlere direnmesi nedeniyle, kurumsal seyahatler henüz pandemi kaynaklı kilitlenmelerden kurtulamamış olan zayıf bir zemine geri döndü. Bu havayolları için kötü bir haber. Seyahat yazılımı yapan Trondent Development’a göre, iş seyahatleri bir havayolu firmasının kârının %75'ini temsil ederken diğer yolculardan elde edilen kar oranı ise sadece %12.

Kurumsal seyahat yönetimi şirketi FCM’in Küresel Genel Müdürü Marcus Eklund, “Firmaları harcama konusunda olağanüstü bir farkındalık içinde görüyoruz” açıklamasında bulundu.

Şirketler ekonomi sınıfı biletlere döndü

Meslektaşlarını Bangkok'taki bir şirket toplantısına uçurmak için ücretleri kontrol etmek zorunda kaldığını belirten Sidney merkezli yönetim danışmanı Dhruv Sharma, business sınıf bilet için kişi başı 6.000 Dolar ödemektense ekonomi sınıf biletleri tercih ettiğini söyledi.

Sharma, meslektaşlarının %20'sinin ekonomi sınıf tercihi nedeniyle toplantıdan çekilmesini bekliyor.

Microsoft’un Kurucu Ortağı Bill Gates 2020’nin sonunda pandeminin ardından iş seyahatlerinin yüzde 50’sinden fazlasının yok olacağını söylemişti. Ancak Qantas Airways CEO’su Alan Joyce, olası düşüşün %15'den fazla olmayacağı görüşünde.

Dünyanın dört bir yanındaki projelerde çalışan Boston merkezli danışmanlık firması Refine and Focus, pandemiden önce bile gereksiz seyahatler için ödeme yapmaktan kaçınıyordu. Artan uçak bileti fiyatları ve giderlerdeki enflasyonist artış, tüm şirketi neredeyse tamamen iş seyahatlerinden uzaklaştırdı.

Firmanın eş başkanı Purnima Thakre, “Seyahat etmeyi neredeyse bıraktık. Herhangi bir proje için, uçak biletlerine para harcamaktansa çalışanlarımıza daha iyi ödeme yapmayı tercih ediyoruz” dedi.

Bilet fiyatları uçtu

Bilet fiyatları birbirinden oldukça farklı ve bazı rotalar için diğerlerinden daha abartılı bir şekilde fiyatlandırılıyor. Delta Air Lines ve British Airways firması, seyahat portalı kayak.com'a göre, önümüzdeki ay Londra-New York arası business sınıf mevki için 10.000 dolardan fazla ücret talep etmeye hazırlanıyor.

Singapur Havayolları ile Londra-Sidney arası business sınıf uçuşlar yaklaşık 12.000 dolara satılıyor. Pazarın zirvesine daha yakın olan Qantas ve United Airlines New York - Sydney business koltukları için 22.000 dolardan fazla para istiyor.
Kurumsal seyahat harcamalarıyla ilgili hedef tarih ötelendi

Küresel İş Seyahati Derneği'ne göre, pandemi öncesi 1,4 trilyon dolarlık kurumsal seyahat hacminde 2026 yılına kadar herhangi bir toparlanma gerçekleşmeyecek. Dernek daha önceki tahmininde 2024 yılında toparlanmanın gerçekleşeceğini öngörüyordu.

American Express Global Business Travel Halkla İlişkiler Başkanı Martin Ferguson, şirketlerin seyahat bütçelerini azaltmak için havayolu sadakat programlarından ziyade fiyata göre uçuş seçtiklerini söyledi.

Southwest Airlines geçen hafta iş seyahatlerinde yavaş da olsa bir toparlanmaya işaret etti ve segmentten elde edilen gelirin bu yıl Temmuz ve Ağustos aylarında %26 arttığını, bu artışın 2019'un aynı aylarına kıyasla %32 daha az olduğunu açıkladı.

American Airlines CEO'su Robert Isom bu ay yaptığı açıklamada, yatırım bankacıları gibi büyük kurumsal müşterilerden elde ettikleri gelirlerin yaklaşık %75 oranında iyileştiğini ve küçük işletmelerin segmentteki toparlanmayı geciktirdiğini söyledi.

Seyahat için veri sağlayıcısı OAG'ye göre, küresel olarak uluslararası uçuşlardaki kapasite hala 2019 seviyelerinin %25 altında.


IATA Wings of Change Europe İstanbul’da Toplandı

IATA (Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği) IATA Wings of Change Europe etkinliğinin üçüncüsünü Madrid ve Berlin’den sonra bu yıl Pegasus ev sahipliğinde İstanbul’da düzenledi.

Etkinliğe Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, IATA Yönetim Kurulu Başkanı ve Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Nane, IATA Genel Müdürü Willie Walsh ve Pegasus Havayolları CEO’su Güliz Öztürk, Türkiye’den ve birçok ülkeden hükümet yetkilileri, sektör temsilcileri ve havacılık profesyonelleri katıldı .

Etkinliğe ve Rahmi Koç Müzesinde gerçekleşen akşam yemeğine KURAP’dan (Kurumsal Acenteler Platformu) Moris Kohen Kasar, Hande Arslanalp ve Tarık Sökmenoğlu da katılım göstermiştir .

Pandemi sonrası çevresel ve finansal sürdürülebilirlik, kapsayıcılık, dijitalleşme, çeşitlilik, geleceğe dönük öngörüler, inovasyon gibi konuların irdelendiği etkinlik büyük ilgi gördü.


Airbnb Turistik Destinasyonların Yığınlaşmasından Neden Sorumlu?

"Trastevere'de kendinizi başka bir Romalı gibi kaybedin" "Paris'te Latin Köşesindeki küçük cafeyi mutlaka görmelisiniz" Bu tip işbirlikçi iddialarla Airbnb gibi platformlar dijital dünyada turist destinasyonlarının imajını yaratmakta.

UOC'ye bağlı Ekonomik ve Ticari Çalışmalar yapan inceleme grubu tarafından Airbnb gibi bazı platformların paylaşımlarında bir turistin görüşü yerine paradoksal olarak sanki yerel halktan biriymiş gibi gerçek olduğu duygusunu yaratıp orada yaşayanların asıl isteklerini göz ardı ederek ve orada yaşayanların kimliklerinin avantajını kullanıp turistlere tavsiyede bulunarak konuyu ticarileştirdiği ortaya konuldu.

UOC'nin Ekonomi ve İş İdaresi Fakültesi'nde profesör olan ve NOUTUR Araştırma Şirketinde yapılan araştırmada görev alan Lluis Garay; "Airbnb'in turistleri bir şehre çeken platformlardan en önde gideni olduğunu gördük. Özellikle Airnbn gibi platformların iş yaptıkları yerlere insanları yönlendirmek için kendi sitelerinde çıkarcı duyurular yaptığını anladık" şeklinde görüş bildirdi.

Airbnb ile ilgili Data Araştırması

NOUTUR grup yıllardır Airbnb gibi platformların reklamını yaptıkları şehirlerdeki etkisini araştırdı. Bu yeni araştırmanın ana hedefi bu gibi platformların turistik destinasyonların imajını nasıl geliştirdiği üzerineydi. Bunu anlamak için araştırma grubu daha önceki çalışmalarında geliştirdikleri bir metodolojiyi izlediler. Araştırmada 24,000 Airbnb kullanıcısının 500 adet yakın mesafe yerleşimlere gittiklerinde aktardıkları izlenimler üzerinde durdular.

Çalışmada özellikle gidilen yerlerle ilgili kullanılan algısal ve duygusal tarifleri sınıflandırdılar. Sonunda Airbnb’nin gidilecek yerlerle ilgili yaptığı yorumların, reklamların ve yazdıklarının turistleri gidilen yerde ikamet etmeğe teşvik ettiği ortaya çıktı.

Bağlantı Uzmanları

Sürdürülebilir Turizm ve ICT’nin akademik direktörü Soledad Morales Airbnb’nin son derece kurnaz bir biçimde destinasyonlardaki ev sahiplerini kullanarak turistleri oraya bağlamak için elindeki her türlü medyayı kullandığını ifade etti.

Morales’in altını çizerek söylediklerine bakalım. “Tavsiye etme babında şirket gidilecek yerlerdeki mülk sahiplerinin Airbnb’den bağımsız gibi gözükerek turistlere orada uzun süre kalmayı önermelerini teşvik etmekte. Airbnb gibi platformlar kiralanacak evlerin sahiplerini adeta bir büyükelçiye dönüştürerek yöreyi markalaştırmakta ve şirketin felsefesini misafirlere empoze etmekte kullanmaktadırlar.

İlginç bir şekilde, Airbnb her destinasyon için rehber kullanmaz. Sadece en fazla ziyaret edilen ve turizme doymuş şehirlerin yakınındaki yerler için her durumda rehber kullanırlar. Morales bunun açıklamasını şöyle yapıyor. “Bu davranış tarzı sömürgeci bir vizyona sahiptir. Dünyada en çok ziyaret edilen ve coğrafi olarak kuzey yarım kürede olan yirmi kadar şehri hedefler. Afrika kıtasındaki şehirler buna dahil değildirler.

Destinasyonların Klişelenmiş Görünümleri

Bu çalışmanın varmış olduğu ana sonuçlardan biri turist destinasyonlarının Airbnb tarafından yayılan bir çok görüntüsünün şablon olarak hemen her şehirde olan aynı dükkanlar, aynı sokaklar, aynı meydanlar olduğu şeklindedir.

Şaşırtıcı bir başka sonuç ise Airbnb’nin reklamlarında, broşürlerinde bir tek güvenlik kuralına bile yer vermemesidir. Bunu adeta teyit eder biçimde pandemi sırasında Airbnb’nin stratejisi insanları bulundukları şehrin yakınlarına gidip harcama yapmaya teşvik etmesidir.


Yolda Teknoloji Kullanımı

Günümüzde teknoloji günlük hayatımızın bir parçası. Sabah kalktıktan akşam yatana kadar navigasyon uygulamaları bize randevularımıza en çabuk nasıl gidebileceğimizi gösteriyor. Bir çok kişi onsuz yaşayamıyacaklarını söylemekte. İnsanlar seyahat ettiklerinde teknolojinin bundaki etkisi acaba ne oranda? Çevirimiçi seyahat platformu Urlaubspiraten Almanya'da 1,000 den fazla gezgine 2022 yazında dijital dünyadan ne ölçüde faydalandıklarını sordu. Cevaplayanların yüzde doksanı seyahatlerinde akıllı telefonlarına bağlı kaldıklarını söylediler.

Seyahat Planı - Akıllı Telefonsuz Hiç Bir Şey Yürümüyor

Anketi cevaplayanların neredeyse yarısı (yüzde kırk yedi) yaz seyahati için aramayı çevrimiçi olarak yaptıklarını söylediler. Yüzde otuz ikisi tatillerini bütçelerine göre ayarladıklarını ifade ettiler. Seyahat edenlerin bir çoğu daha önce gitmedikleri ancak döndükten sonra memnun kaldıkları yerlerde tatillerini geçirdiler. Yüzde 23 lük kısım ise daha önce gittikleri yerleri tekrar ziyaret ettiler.

Seyahat edenlerin beşte biri arkadaş veya aile yakınlarının tavsiyelerine uydular. Yaşları 25'e kadar olan Z kuşağı çoğunlukla gideceklerin yerin kararını fiyatlara göre verdi. Bu kuşağın bir kısmı daha önce gittikleri yeri seçtiler. Yaşları 42 ile 57 arasında olan X kuşağı ise geçtiğimiz yaz macera yaşamaktan uzak durup önceki tecrübelerine göre davrandılar.

Tatilden keyif almak seyahatin en önde gelen amacıdır. Aktivite planı yaparken ankete cevap verenlerin yüzde altmış ikisi internetteki görüşlere göre hareket ettiklerini, yüzde otuz biri akıllı telefonlarındaki seyahat aplikasyonlarından, yüzde yirmi sekizi ise daha önce gitmiş oldukları yerleri tavsiye eden aile bireylerinden veya arkadaşlarından dolayı seçim yaptıklarını söylediler.

Ankete katılanların dörtte biri önceden tatil planlamadıklarını, sosyal medyanın ve sonradan rehberlik mesleğini seçen okul arkadaşlarının yönlendirmesiyle anlık olarak hareket ettiklerini belirttiler. Genç olan Z kuşağı planlarını TikTok ve Instagram’dan elde ettikleri verilere göre yapıyor. Bu kuşağın bütündeki payı %38 gibi yüksek bir oran. Yüzde on ikiyi oluşturan orta yaş grubunun sadece %12’si dijital platformlardan yararlanıyorlar.

Ankette ortaya çıkan bir başka veri ise kadınların tatil planlarında erkeklere oranla daha fazla sosyal medyayı kullandıkları. Bir başka anket sonucu ise turist rehberlerinin daha çok X kuşağından çıktığı şeklinde.

İçinde bulunduğumuz yıldaki rezervasyon tarzı diğer yıllardan daha farklıydı. Tatil esnasındaki aktivitelere katılmak için önceden rezervasyon yapanların oranı %42 iken, tatil yerine gidene kadar rezervasyon yapmayıp katılmak istedikleri aktiviteye tatil yerinde karar verenlerin oranı yüzde elli sekiz olarak ortaya belirdi.

Tatil Aktivitelerini Destekleyen Uygulamalar

Akıllı telefonlara ilave olarak seyahat edenler diğer teknik aletlerden de faydalanmak istiyorlar. Daha uzun pil ömrü için şarj aletlerini, akıllı saatleri ve taşınabilir bluetooth hoparlörleri faydalı buluyorlar. Burada da tercihler yaş kuşağından, yaş kuşağına değişmekte. Z kuşağına göre fotoğraf makinesi ve diz üstü bilgisayarlar önemliyken, X kuşağı tatilde diz üstü bilgisayar yanında elektronik kitap okuyucuya da rağbet ediyor.

Katılımcıların yüzde otuz sekizi uzaktan çalışma fikrine sıcak bakıyor. Bu dünyanın her hangi bir yerinde ve hatta seyahat anında dahi olabilir. Seyahat tarihlerini esnek hale getirdiklerinde daha ucuz uçak bileti ve otel odası bulabiliyorlar. Seyahat etmek 2022 de teknoloji sayesinde çok daha kolaylaştı.

Tatilde Dijital Detoks

Tatilde ankete katılanların sadece %26’sı akıllı telefon, tablet gibi elektronik aletlerden uzak kaldıklarını söylediler. Buna rağmen zaman geçtikçe genç kuşağın tatilde elektronik aletlerini kapatmak istediklerini anket sonuçları ortaya koydu. Z kuşağının %34’ü son tatillerinde dijital detoks yaptıklarını ifade ettiler.