Avrupa'nın En İyi 10 Gastronomik Pazarı

Restoranlara, barlara, tavernalara ilave olarak, gastronomiye ilgi duymayan kişiler için bile gastronomik pazarlar her gezginin ajandasında yer almalıdır. Bir süredir bir çok şehir geleneksel eski pazarları, otantik gastronomi cennetine çevirdiler. Her türlü spesiyalitenin anında tadıldığı, taze ve mahalli ürünler müşterilerin ilgisini beklenilenden daha fazla çekti.

Musement platformu Avrupa'daki 99 pazarın instegramda beğenilme sayısına göre bir sıralama yaptı.

10/ Kauppatori, Helsinki

Listenin 10. sırasında 42,519 beğeni oyuyla Helsinki'deki Kauppatori Meydanı Pazarı var. Helsinki şehir merkezine çok yakın, güneyinde Baltık Denizi, doğusunda Katajanokka olan bu pazarda somon balığı veya ringa balığının yanı sıra taze ve tütsülenmiş balık, et, meyve, sebze ve tatlıları tezgah yanlarında duran masalarda yiyebilir, yün şapkalar, atkılar, ren geyiği derisinden yapılmış el işi eşyaları uygun fiyatlara satın alabilirsiniz.

9/ Old Spitalfields Market, Londra

Instagram'da 51,704 kişi Londra'da Liverpool Caddesine bir kaç metre uzakta Old Spitalfields Pazarına oy verdi. Bu pazarda 350 yıldır eski dönem kıyafetleri, lezzetli sokak yemekleri ve sanat eserleri satışa sunulmakta.

Aynı zamanda müzikal ve kültürel etkinliklere de konu olan bu mekandaki 41 tezgahta Fransız krepinden, Çin mantısına veya Napoliten pizzaya kadar dünyanın her yerinden değişik yemekler bulunmakta.

8/ Leadenhall Market, Londra

Yine Londra'da 54,984 beğeni alan Leadenhall Pazarının tarihi 14. yüzyıla kadar uzanmakta. O zamanlar sadece et ticaretinin yapıldığı bu pazar şimdi Londra'nın en eski kapalı pazarı konumunda. Pazar buna ek olarak Harry Potter, The Making of Dragon Alley filminin esin kaynağı olmuş.

Günümüzde pazarın içinde ve dışında bir çok barlar, dükkanlar ve moda olan restoranlar mevcut. Tarihe meraklı olan ziyaretçiler aynı zamanda gastronomik seçenekler için de bu pazarı tercih etmekteler.

7/ San Miguel Market, Madrid

Bir çok kişi bu pazarın La Paz'dan San Fernando'yu geride bırakarak Vallehermoso'ya kadar uzanan coğrafyadaki pazarlardan bir farkı olmadığını söyleyecektir. Ancak Instagram'da 57,728 kişi, merkezi konumdaki San Miguel Pazarını beğendiklerini ifade ettiler.

Tasarımı Alfonso Dubé y Díez tarafından yapılan demir konstrüksiyondan oluşan mimariye sahip pazar 1916 yılında hizmet vermeğe başladı. Gastronomik pazarların öncüsü olarak kabul edilen bu yer 2009 yılında yeni bir konsepte kavuştu. Her yıl 10 milyon kişi bu pazarı ziyaret etmekte.

Pandemi esnasında 9 ay kapalı kalan mekan 2 Temmuz, 2021 tarihinde yeniden açıldı. Pazarın içinde Jordi Roca, Rodrigo de la Calle, Javi Estévez and Kike Pedraz (La Tasquería) ve Iván Morales gibi ünlü şeflerin işlettikleri restoranlar var.

6/ Torvehallerne, Kopenhag

Kopenhag'da yerleşik Danimarka'nın en popüler pazarı olan Torvehallerne Pazarı 2011 yılında kuruldu. Instagram'da 58,846 kişi bu pazarın lehinde beğeni gönderdi. Cam vitrinlerin özellik kattığı hallerde 60 adet ayrı ünite bulunmakta. Bu birimlerde her türlü yiyecek çeşitlerinden içkilere, şaraplara, yemek tarifleri yapan kitaplara kadar her şeyi bulmak mümkün.

5/ Naschmarkt, Viyana

Sıralamada beşinciliği 76,859 beğeni tercihiyle Viyana'nın en iyi bilinen gastronomi pazarı alıyor. Wienzeile'de yer alan ve 1.5 kilometre mesafeye kadar uzanan Naschmarkt 16. yüzyıldan beri faaliyette. Genç kuşağın buluşma tercihi olan çarşının içinde uluslararası mutfağın temsilcileri olan restoranlar ile bir çok trendi bar bulunuyor.

İçindeki 120 ayrı birimde Avusturya spesiyalitelerini, İsrail yemeklerini veya organik gıdaları tadabilirsiniz. Turist rehberleri için de popüler olan bu mekanı fazla kalabalık olmasından ötürü Cumartesi günleri gezmenizi tavsiye etmiyoruz.

4/ Viktualienmarkt, Münih

Münih'in tam kalbinde olan Viktualienmarkt 85,462 oyla sıralamada dördüncü sırada. Canlı bir atmosferin hakim olduğu çarşıda 22,000 metrekareye yayılmış 140 tezgahta taze organik meyve, çiçek ve peynir çeşitleri satılmakta.

Soğuk Bavyera birası içmek ve mahalli yemekleri tatmak isteyen ziyaretçiler bundan daha iyi bir yer bulamazlar. Bu arada Karl Valentin, Weiss Ferdl, Liesl Karlstadt, Ida Schumacher, Elisa Aulinger ve Roider Jackl gibi folk şarkıcı ve komedyenlerin heykellerinin bulunduğu çeşmeler de pazarın ilgi odaklarından.

3/ Markthal, Roterdam

Roterdam'daki Markthal pazarı bu ankette 113,443 beğeniyle sıralamada üçüncülüğü aldı. Geniş çatısıyla şehrin en dikkat çeken ve modern mimarisine sahip mekanın mimarları Arno Coenen ve Iris Roskam.

Pazarın içindeki 100'e yakın tezgahlarda uluslararası sayısız tatları, aromatik Brezilya kahvesini ve Hollanda peynirlerini deneyebilirsiniz.

2/ La Boqueria, Barcelona

Barcelona'da ki La Boqueria pazarı 169,513 beğeniyle en popüler çarşı sıralamasında ikinciliği aldı. Burası göz alıcı demir yapısıyla öne çıkan bir Katalan pazarı. Genişliği 2,583 metre kare olup içinde 300 tezgah var. Yerel dille bu tezgahlara paradas diyorlar.

Bir renk cümbüşü ve lezzet cenneti olan La Boqueria pazarı, şehrin en popüler caddesi olan Rambla de Barcelona'da olması nedeniyle turistler tarafından en çok rağbet gören yerlerden biri.

1/ Borough Market, Londra

İşte size 1 numara. Instagram'da toplam 501,734 beğeniyle Londra'da ki Borough Pazarı Avrupa'da ki en iyi pazar seçildi.

Southwark Cathedral ve Borough High Street arasındaki demiryolu köprüsünün altında yer alan Viktorya dönemi yapımı pazar, Londra Köprüsünden ve Londra Kulesinden bir kaç adım ötede ve şehrin en eski yapılarından.

Çarşıdaki 130 satıcı ve üretici, İngiltere'nin ve dünyanın her yerinden, başka yerlerde bulamayacağınız çeşitlikte gurme ürünleri, balık ve et satıyorlar. Çarşıyı ziyaret ederseniz Blue Stilton peyniri satın almayı ve few 'ale' beers içmeyi unutmayın.


Havalimanı Personel Eksikliği Havayolu Taşımacılığını Zora Sokuyor

Özellikle Avrupa'da ki havalimanlarında yaşanan sorun dramatik ve ilerki dönemlerde daha da fazla büyüyeceği düşünülüyor. Bunun ana sebebi yolcuların rahat biçimde uçağa binmelerinin sağlanamaması.

Gerçekte bu sorun her hub için geçerli değil. Asıl sorunu yaşayan havalimanları, havayollarını aktarma merkezi olarak barındırmakta olanlar.

Uzmanlara göre yaşanan krizin baş sorumlusu havalimanlarının pandemi sonrası yoğun faaliyette bulunmaya  kaldığı yerden devam etme öncesinde, çıkabilecek pürüzlerin yöneticiler tarafından tahmin edilememesi. Havayolu trafiğinin bir çöküş dönemi geçirdikten sonra 2020 yazında tekrar hız kazanmasının ardından aynı yılın sonbaharında tekrar gerilemesi tecrübesini yaşayan karar vericiler, akabinde gelen ikinci düzelmenin sorunsuz akışı için alınması gereken tedbirlerde ürkek ve tutuk davrandılar.

Havayolu trafiği yeniden akmaya başladığında sanki gizli bir el düdüklü tencerenin kapağını kaldırdı ve yolcuların sabırları kaynayarak dışarı taştı.

Belli bir düzen içinde olmasa bile yolcuların uçağa binmesi için gereken aşamalar şunlardır: Park alanına girip aracı park etmek, oradan terminale girmek, sonra güvenlik kontrolünden geçmek, daha sonra check-in kontuarına uğramak, el bagajı güvenlik taramasından geçerek pasaport kontrolu sırasına girmek ve sonunda uçağa binmek. Tüm bu sayılan engeller gözden uzak tutulmaması gereken darboğazlardır.

Bunların üstesinden gelmenin tek yolu her bir aşamaya yeterli sayıda eleman tahsis etmek ve böylelikle tek tek aşılması gereken engelleri kolaylaştırmaktır. Aslında havalimanları en yoğun trafiklerin üstesinden gelmek için modern techizatlarla donanımlıdır. Yeterki bu donanımlar işlevlerini yerine getirsin.

Bir çok havalimanı henüz tam kapasitede çalışmıyor. Daha doğrusu yeterli eleman bulamadığı için çalışamıyor. Konu oldukça karışıktır. Yetkililerin kimi sorunları polis kuvvetleriyle, kimi taşeron firmalarının elemanlarıyla, kimi şirket çalışanlarıyla, kimi de havalimanı personeliyle aşmaya çalışmaktadırlar. Bu tarafların her biri kendi yöntemlerinin en doğru olduğunu savunduklarından taraflar arasında koordinasyon sağlanamamaktadır.

Sonuç olarak havalimanı üst yönetiminin çıkabilecek sorunları öngörememesinin bu kaosta önemli rolü vardır.

Nüfusun büyük çoğunluğunun aşılanmasının, seyahat etmek için pandemi döneminde oluşan tüm engellerin aşılması sonucunu doğuracağını, bunun da seyahat etmek isteyen insan sayısında adeta patlama yaratacağının tahmin edilmemesi sorunun ana kaynağını oluşturmuştur.

Pandemi esnasında bir çok donanımlı personelin işlerine son verildi. İstihdam etme koşullarının ve çalışma ücretlerinin yeterince cazip olmadığı bir ortamda bunların yeri doldurulamadı.

Havalimanlarında yeniden işe alımlar 2021 yılının sonuna kadar başlayamadı. Başlama sonrası eğitim çalışmaları ve personelin çalışması için resmi yerlerden alınacak izinlerin belli bir süreye ihtiyaç duyulması, istenilen çalışma düzenine geçilmesini 2022 yılı ortasına kadar uzattı. Örnek vermek gerekirse Almanya'da ki Alman Ekonomisi Enstitüsü'nün araştırmasına göre Alman havalimanlarındaki personel eksikliği sayısı 7,200 kişiye ulaşmış durumda.

Bu sonuçla makul bir sabra sahip yolcuların aksaklık olmadan uçağa binmeleri ve uçakta yapılması gereken hizmeti almaları mümkün değildir. Böylelikle aralarında uçma korkusu olan yolcular başta olmak üzere seyahat edeceklerin tümü uçuş tamamlanana kadar stres altında kalacaklardır.

Sorulması gereken soru şudur : Mevcut şartları dikkate alarak yolcular uçma cesaretlerini devam ettirebilecekler midir? Bu sıkıntıları yaşayanlar tekrar aynı sıkıntıyı yaşama cesaretini gösterebilecekler midir? Dönüş yolunda dilleri ve kültürleri farklı olan yerlerden dönebilmeyi göze alabilecekler midir?


Alternatif Turizm - Gideceğiniz Yeri Keşfedin

Alternatif turizm geleneksel seyahatin dışına çıkmak isteyen maceracılar için çeşitli seçenekler sunar. Gezginler için doğayla başbaşa kalmanın ve gidilen yerin kültürünü öğrenmenin en iyi yoludur. Bu seyahati seçenler ayrı bir coğrafyanın ve ayrı bir geleneğin insanlarıyla dostluk sağlamakla kalmazlar aynı zamanda uzun vadede doğanın korunması gerektiğini idrak ederler.

Alternatif turizmi güçlü bir biçimde anlayabilmek için onun değişik ve günümüzde en çok tutulan tiplerini aşağıda sunmaktayız.

Kültür Turizmi

Kültür turizmi gidilen yerdeki toplumların tarih boyunca var olan kültür ve medeniyetlerini, folklorunu, dini inançlarını görmek ve anlamak, yerel halkın içine girerek bir nevi ailenin diğer bir ferdi olmaktır.

Tarım Turizmi

Tarım turizminin amacı turistlerle yerel halkın çalıştığı tarım sahalarının faaliyetlerini kavuşturmaktır. Özellikle hasat zamanı turistler yerel insanların tarladaki çalışmalarına katılarak tarımla ilgili daha önce bilmedikleri, görmedikleri bir çok şeyi öğrenirler.

Kırsal Alan Turizmi

Kırsal alanlarda özellikle hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde yöre halkı ile birlikte hayvansal ürünlerin elde edilmesi için iş birliği yapmak kırsal alan turizminin bir parçasıdır.

Ekoturizm

Çevrenin korunması amaçlı, yerli halkın iyi bir yaşam sürmesi için yapılan çalışmalara katılmak eko turizmin basit bir tanımıdır. Daha önce gidilen yerlerdeki gelişmeleri yerinde görmek ve gerekli çalışmaları yapmak için tekrar edilen ziyaretler eko turizmin istenilen amaçlara ulaşmasını sağlar. Eko turizm alternatif turizmin en iyi örneğidir.

Macera Turizmi

Macera turizmi adrenalin yükselmesine düşkün sporcuların rağbet ettikleri, doğaya meydan okumak için heyecan verici hatta tehlikeli sporları yapan kişilerin bu amaçlarını yerine getirebilmek için dünyanın her yerine yaptıkları seyahatin konusu olan turizmdir.

Alternatif Turizmin Önemi

Alternatif turizmin en başta gelen önemi çevreye ve onu meydana getiren her şeye saygı duymaktır. Hedef gidilen yöre halkıyla beraber hoş vakit geçirmek, onlarla olan yakınlığı daha üst seviyelere taşımaktır.

Alternatif turizm gezginler tarafından ziyaret edilen yerin ekonomik, sosyal ve çevresel bünyesinin dikkate alınması için ortaya konulmuş bir turizm tarzıdır. Yapılacak seyahatin nedeni sadece eğlenmek olmayıp doğal kaynaklarının değerlerinin korunmasına katkıda bulunmaktır.

Kütlesel turizmden farklı olarak alternatif turizm sosyal ve bireysel seviyede kültür değişimine katılmayı amaçlar. Turist grupları alternatif turizmde genel olarak küçük sayıdadır. Böylelikle doğanın en rasyonel şekilde kullanımı sağlanır. Doğal korunma alanları genel olarak yerel topluluğun yaşadığı yerdedir. Bunlar sık sık uğranılan ana destinasyonların bir parçasıdır.


Otellerdeki En Mikroplu Yerler

Kullandığımız her eşyada bulunan bakteri, virüs, mantar gibi mikroplara günlük hayatımızda maruz kalırız. Yapılan incelemeler çevremizde bulunan mikropların varlığını ve onların nasıl hastalık bulaştırdığını ortaya koydu.

Eğer bilim adamları etrafımız mikroplarla sarılıdır diyorlarsa otelleri bundan hariç tutamayız. Amerika’daki bilim üzerine kurulu bir blog otellerde uzak durmamız gereken, hiç olmazsa hastalık kapmamamız için temizlemek zorunda olduğumuz en fazla mikrop barındıran eşyaları sıraladı.

Aşağıda tuvaletlerden bile daha fazla mikrop taşıma özelliğine sahip otel eşyalarının listesini sunuyoruz. Bunlarla ilgili detayların içine girerek otel odasında kaldığınızda mikroplardan kendinizi nasıl koruyacağınızı, bulaşmaması için neler yapılması gerektiğini sizlere söyleyeceğiz.

  • Asansör düğmeleri
  • Kapı kolları
  • Banyo mobilyaları
  • Televizyon uzaktan kumanda cihazları
  • Masa veya sandalye
  • Telefon
  • Elektrik düğmeleri

Asansör düğmeleri

Kapsamlı bir araştırmaya göre otel asansörünün düğmeleri en pis madde olarak öne çıktı. Asansör düğmeleri mikrop barındırmaya o kadar yatkın ki barınan mikrop adedi bir kapı kolunda veya evin banyo kapısının topuzundaki mikrop adedinden 1,477 adet, ev tuvaletinden 737 adet daha fazla.

Kapı kolları 

Çalışmaya göre otel konaklamanızda dikkat etmeniz gereken bir diğer eşya kapı kolları. Oteldeki kapı kolları veya topuzlar evdekilere göre 1,839 adet daha fazla mikrop taşımaktalar. Evinizdeki tuvaletteki mikroplardan ise 918 adet daha fazla.

Banyo mobilyaları

Banyo konsolu veya kabini fazlaca mikrop barındıran eşyalardan biridir. Travelmath tarafından yürütülen çalışmaya göre otellerin banyo mobilyasında 1,288,817 adetten fazla CFU (Koloni Oluşturan Birimler) bakterisi bulunmaktadır.

Uzaktan kumanda cihazı

Uzaktan kumanda cihazı oteldeki oda temizlik ekibi tarafından fark edilmeyen, bu sebeple de silinmeyen aletlerdendir. Maalesef bu alet üzerinde bir çok mikrop barındırır. Travelmath çalışması ortalama televizyon uzaktan kumanda cihazının üstünde 1,211,687 CFU bakterisi olduğunu söylüyor.

Masa

Otel odasındaki bir yazı masası zararsız gibi gözükebilir. Yine yapılan araştırma masanın yüzeyinde 604,907 CFU bakterisi olduğunu ortaya koyuyor.

Oda telefonu

Mikropları barındıran bir diğer otel odası eşyası baş ucunuzdaki telefondur. Üstünde yaklaşık 4,250 adet CFU bakterisi bulunur.

Aydınlatma düğmeleri

Yine oda temizlik görevlilerinin ihmal ettiği bir diğer madde aydınlatma düğmeleridir. Kapı kollarını, masa üstlerini, komodinleri temizleyen görevlilerin aklına aydınlatma düğmelerini temizlemek gelmez. Bu sebeple Amerika Mikrobiyoloji Cemiyeti aydınlatma düğmelerini otellerdeki en kirli eşyalar arasında sayarlar.

Kendinizi korumak için ne yapmalısınız?

Hiç endişelenmeyin ve paniğe kapılmayın. Uzmanlar oteldeki kirli maddeleri ellediğinizde ellerinizi yüzünüze götürmemenizi öğütlüyorlar.

Diğer yapmanız gerekenler

  • Bu maddeleri elledikten sonra kesin olarak ellerinizi sabunla yıkamanız.
  • Mikrop barındıran yerleri dezenfektan özellikli ıslak bezle silmeniz.
  • Özellikle televizyon kumandalarını silmekten başka ellerinizi virüs ve bakterilerden korumak için ekstra gayret sarf etmeniz.

Bursa'nın İlk Gastronomi Festivali Düzenlendi

Bursa’nın ilk gastronomi festivali Bursa GastroFest, 2 bine yakın kişinin katılımıyla Botanik Park da gerçekleşti. ‘Gelenekten Geleceğe’ teması ile düzenlenen festivalde Bursa’nın eşsiz lezzetleri görücüye çıkarken paneller ve workshoplar ile lezzet tutkunları unutulmaz bir gün yaşadı.

Festival düzenleme komitesinde yer alan İtaltur kurucu ortağı ve genel müdürü Hande Arslanalp Bursa Gastrofest’in temasının GELENEKTEN GELECEĞE  Geleneksel mutfağa ilişkin bilginin ve geleneksel damak tadının gelecek nesillere öğretilmesi ile mutfak kültürünün sürdürülebirliğinin sağlanması olduğunu söyledi.

Hande Arslanalp ayrıca köklü bir tarihi geçmişe ve günümüze dek varlığını sürdürebilmiş doğal güzelliklere,verimli topraklara, elverişli iklime ve temiz suya sahip olan Bursa’nın yeme içme kültürünü konuşmak, tanıtmak, yerel yiyecek üretimini, temiz suyunu desteklemek ve geleceğe taşımak, geleneksel mutfak ile geleceği bir arada düşünerek ,doğru tarifini yaparak gelecekteki mutfağı yapılandırmak, uluslararası mutfakları geleneğimize bağlı kalarak irdelemenin festivalin en önemli amacı olduğunu ekledi.

Festivale 2 Bin Kişiye Yakın Kişi Katıldı

Şehrin ilk gastronomi festivaline, yurdun dört bir yanından yoğun katılım gerçekleşti. 2 bine yakın kişinin katıldığı festivalin açılışındaki konuşmasında Bursa’nın zengin kültürel mirasına vurgu yapan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cüneyt Şener, “Ülkelerin ve şehirlerin zenginlikleri, sahip oldukları kent mimarisinin yanı sıra kültürel mirasıyla da ölçülür. Gastronomi de kentlerin kültürel birikimlerinin en önemli göstergelerinden biridir. Bursa, gastronomi turizmi konusunda her ne kadar geç kalmış olsa da Bursa GastroFest ile hızlı ve güçlü bir organizasyonun fitilini ateşledi” dedi.

Türkiye’de gastronomi teması ile anılan ilk üç şehirden birinin Bursa olduğunu da kaydeden Şener, “Bu kapsamda BTSO olarak; Bursa ile özdeşleşen 7 adet ürünümüze coğrafi işaret aldık. Kestane şekeri için de Avrupa Birliği nezdinde tescil başvurusunda bulunduk. 6 bin yıllık kültürel birikime sahip Bursa’da, gastronominin turistik ve kültürel kalkınma noktasında büyük önemi olduğuna inanıyor ve ön palana çıkarılması için çaba sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İlk Ama Son Olmayacak

Bursa Skal Kulubü Yönetim Kurulu Başkanı Gülçin Güleç de Bursa’nın gastronomi turizminden aldığı payı yıllardır artırabilmek için büyük çaba sarf ettiklerini ve bu düşünceden hareketle GastroFest’in doğduğunu kaydederek “Türkiye’nin dört bir yanından 2 bine yakın gurmeyi bir araya getirdiğimiz için çok mutluyuz. Yıllardır kentimizin gastronomi turizminden aldığı payı nasıl artırabiliriz diye düşündük ve sonunda titizlikle işlediğimiz GastroFest’i hayata geçirdik. Bursa’nın gastronomi kimliğine güçlü bir vurgu yaptığımız festivalimiz, eşsiz lezzetlerimizi vitrine çıkarmamıza vesile oldu. Yoğun ilgiyle gerçekleşen BursaGastrofest nedeniyle Bursa’daki otellerin tam doluluğa ulaşması da ayrıca bizi mutlu etti. İlk ama son olmayacak etkinliğimizle gelecek yıl daha güçlü bir yapıda yeniden lezzet tutkunlarının huzurunda olacağız" şeklinde konuştu.

Fettah Can Konseri

Bursa GastroFest’te Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Irmak Aslan, Rehber-Yazar-Televizyon Programcısı Saffet Emre Tonguç; Yazar Müge Akgün, TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı-Feyz Süt Sahibi Sencer Solakoğlu, Alara Tarım Ürünleri Yönetim Temsilcisi Senih Yazgan, Sürdürülebilirlik-İklim Değişikliği Aksiyon Lideri Dr. Duygu Erten, Arkeolog-Gıda Mühendisi Doç. Dr. Ahmet Uhri, Gastronomi Küratörü Gamze İneceli, Ünlü Şef Maksut Aşkar, Yemek Tarihçisi Doç. Dr. Özge Samancı, Kebapçı İskender, İskender İskenderoğlu ve Evlatları Yönetim Kurulu Başkanı Sabit İskenderoğlu ile Gurme-Yemek Yazarı Nevin Halıcı konuşma yaptı.

Workshoplarda ise D-ream Grubu Kurumsal Mutfak Şefi Melih Demirel, Kebapçı İskender, İskender İskenderoğlu ve Evlatları Yönetim Kurulu Başkanı Sabit İskenderoğlu, Mürver Restoran Şefi Mevlüt Özkaya, Bursa Hilton&Hampton by Hilton Mutfak Direktörü İbrahim Tunuslu ve Tohum Platformu Kurucusu Mine Ataman yer aldı.

Ünlü Sanatçı Fettah Can’ın da sahne aldığı Bursa GastroFest, Subway Jazz Station konseri ile sona erdi.

Saffet Emre Tonguç ve Serda Büyükkoyuncu'ya Özel Ödül

Bursa GastroFest kapsamında Bursa Skal Kulübü tarafından Profesyonel Rehber-Yazar-Televizyon Programcısı Saffet Emre Tonguç’a NTV’de yayınlanan Ayrıcalıklı Rotalar programı için ‘En İyi Televizyon Programı’ ödülü,

Bilim, Seyahat ve Tarih Yazarı Serda Büyükkoyuncu’ya ‘En İyi Seyahat Yazarı’ ödülü verildi.

Bursa’nın gastronomi turizmi konusunda önemli bir adım attığını kaydeden Tonguç ve Büyükkoyuncu, Bursa GastroFest’in çok başarılı geçtiğini belirterek ödüle layık görüldükleri için de ayrıca çok mutlu olduklarını dile getirdi.


KURAP (Kurumsal Acenteler Platformu) Haziran ayı Olağan Toplantısı

KURAP (Kurumsal Acenteler Platformu) Haziran ayı olağan toplantısı Moris Turizm ev sahipliğinde  gerçekleşti .

Gündem maddeleri arasında yer alanlardan bir tanesi  Türk Hava Yolları'nın hayata geçirdiği Turkish Airlines Holidays  projesi içinde yer almak isteyen KURAP üyesi acentelerin gerekli koşulları yerine getirebilmeleri için Türk Hava Yolları'na yazılı olarak başvuruda bulunmaları konusu oldu.

Bir diğer gündem maddesi ise KURAP'ın kuruluş misyonlarından biri olan sektöre yeni eleman yetiştirilmesi için eğitim imkanı sağlama önerisiydi.

Aramızda olamayan Sevgili Tarık Sökmenoğlu , Laura Bahar Tatlı ve Sinan Yalman’a acil şifalar diliyor ve Feriye’nin güzel ortamında gerçekleşen toplantı için Moris Turizm’e teşekkür ediyoruz .


İş Seyahati Yapanları Stres Altına Sokan Nedenler

 İş amaçlı seyahatler yeniden başladı. BCD firmasının çalışması  seyahat eden iş adamlarını strese sokan nedenleri ortaya koydu.

Corona durumunun hafiflemesinin şirketlere olumlu yönde ciddi sayılabilir etkisi oldu. Şirket çalışanlarının büyük kısmı yeniden seyahat etmeye başladılar. Hava yolu ile seyahat edenlerin pandemi öncesi oranı yüzde ellinin üstüne çıktı ve çıkmaya devam ediyor. Bu oranın artması için iş seyahatine çıkan personelin stres yaratan faktörleri de öğrenmesi gerekiyor. Bunların başlıcası pandemi bağlantılı seyahat aksamaları, seyahat kısıtlamaları ve jeopolitik olaylar.

Araştırmayı yürüten BCD firması dünya çapında iş seyahati yapan 875 yolcuya seyahatleri sırasında onları en fazla strese sokan nedenleri sordu. Araştırmaya katılanların %89’u işverenin çalışanlarını firma içinde mutlu görmek istediğini; ancak sadece %51’i ise çalışanlarının daha konforlu seyahat etmelerini istediğini ortaya koydu.

Araştırma sonuçlarını aşağıda göreceksiniz.

İş seyahati öncesi stres yaratan birincil derecede 3 faktör:

  • Corona ile ilgili istenilenleri anlamak ve istenilen evrakları hazırlamak (%54).
  • Varılacak yerdeki istenilen şartlarda değişiklik olması halinde yeniden rezervasyon yapmak (%44).
  • İş hayatı ile aile hayatını dengelemek (%41).

Uçuş rezervasyonu yapmak (%18) ve otel ayarlamak (%16) en az stres yaratan nedenler arasında yer aldı.

Seyahat esnasında stres yaratan ana nedenler:

  • Uçuşun gecikmesi ve iptali (%64).
  • Transit uçuş için az zaman kalması (%53).
  • Uzun uçuşlarda ekonomi sınıfında uçmak (%40).

Varış yerindeki oryantasyon veya otel transferi ise en az stres yaratan faktörler olarak yer aldı (%13).

Seyahat sonrası etkenler:

  • Ofiste kalan işlerin yetiştirilmesi (%51).
  • Masraf listesinin hazırlanması (%45).
  • Aile ile ilgili ihmal edilen işlerin yapılması (%39).

Jet lag ve seyahat esnasında iş randevularının takibi en düşük derecede stres nedeni olarak gözlemlendi (%21)

Şirketler çalışanlarının iş seyahatlerinden memnun olmasına nasıl katkıda bulunabilirler?

Şirketler iş seyahatine çıkan elemanlarının memnuniyeti için seyahat politikalarını onların lehine değiştirebilirler. Direkt uçuşlara izin vermek, koltuk seçimi yapmalarını sağlamak, uzun uçuşlarda business sınıf tercihine olanak sağlamak iş seyahati yapanları mutlu edecek imkanlardır.

Gidilecek yerdeki restoran ve beslenme önerileri, kalınan otellerde onlar için spor salonu üyeliği, gidilen yerde haftasonları gezmelerini temin etme, iş seyahati yapan elemanların memnuniyetini sağlayacak diğer davranışlar olacaktır.

Otel aktiviteleri

İş seyahati yapan eleman için seçilen otel önem taşır. Araştırma sonuçları düşük mevkilerde bulunan, kötü servisi olan otellerin iş seyahatlerinde stres yaratma açısından dördüncü ana sebep olduğunu göstermektedir. Otel konaklaması söz konusu olduğunda oda sıcaklığının ayarlanabilmesi, ses geçirmez özelliğinin bulunması ve sağlıklı yemek menüsü üzerinde en çok durulan özelliklerdendir.


Müşterilerinizin Seyahatlerinin Rahat Geçmesi İçin Neler Yapabilirsiniz

Günümüzde dijital teknoloji her geçen gün gelişirken turizm profesyonellerinin müşterilerinin rahatı için bundan azami şekilde faydalanması gerekir. Hizmet sektöründe hizmet kalitesinin her yerde ve her zaman derecelendirildiği bir zamanda yaşıyoruz. Konaklama öncesi ve sonrası müşterilerinizin konforu için yapacağınız katkılar fark yaratacaktır.

Covid sonrası Kişiye Özgü Davranışlar

Özellikle küresel pandemi sonrası hava yolları, oteller ve turizm acenteleri arasında sıkı bir rekabet oluştu. İyileşme sonrasında seyahat edenlerin beklentileri de değişti. Her zamandakinden daha fazla korunmak, kendilerini güvende hissetmek ve kendilerine eşlik edilmesini ister oldular. Bugün oteller için ücretsiz wi-fi, sağlık odası, bagaj emaneti ve hatta daha fazlası istenilmeden verilen hizmetler arasına girdi. Seyahat edenler artık zahmetsiz, kolaylaştırılmış, ucuz seyahat deneyiminin garantisini istiyorlar.

Bu istekler doğrultusunda profesyonel turizm hizmeti verenler müşterilerinin aşağıda sıralanan taleplerini yerine getirmek zorundalar:

Öncelikle profesyoneller seyahat edenlerin güvenli şekilde tatil yerine varmalarını, sınır kapanma durumu halinde müşterilerinin yaptığı tüm harcamaları onlara geri ödemeyi kabullenmelidirler.

İyi fiyat, gecikmesiz seyahat ve son dakika fırsatları artık tüm nesillerin istekleri arasında yer alıyor. Aynı şekilde gezegenin korunması için alınan önlemler ve sürdürülebilir turizm de sorumluluk taşıyan gezginlerin gündeminde.

Seyahat öncesi verilen lüzumlu tavsiyeler, kişi ve firmalara özel tur paketleri oldukça fazla takdir gören davranışlar arasında.

Konaklama veya Seyahat Öncesi Dönemi

Bu dönem müşterinizin internetteki web sitenizi ilk tıkladığında veya seyahat acentenizin kapısını açıp içeriye adımını attığı anda başlar. Bu dönem aynı zamanda seyahatin başından sonuna kadar geçerli olan en hayati andır. Aşağıda bu dönemin rahat ve sevimli bir şekilde geçmesi için bazı ip uçlarını bulacaksınız.

Seyahat Organizasyonunda Yaratılacak Katma Değer

Seyahat edenler telefonlarında ve tabletlerinde onlara her türlü bilgiyi verecek olan aplikasyonlara sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yapılması gereken onlara daha fazla bilgi girişi sağlamak yerine sahip oldukları bilgileri en doğru şekilde kullanabilmeleri için onlara yardımcı olmaktır. Turizm hizmeti veren profesyonellerin buradaki rolü seyahat boyunca müşterilerine bulundukları yerdeki imkanlardan faydalanabilmeleri için rehberlik etmektir. Müşteri tatili düşündüğü andan itibaren kendisini mutlu hissetmelidir.

Bu adımı onlar için en yararlı hale getirmek ancak kişisel çözümlerin peşine düşmekle olur. A yerinden B yerine seyahat etmek için yapılacak program aile için ayrı, tek başına seyahat edenler için farklı, öğrenci için farklı, iş adamı için farklı olmalıdır.

Daha İyi Destek İçin Resmi Web Sitesi ve Stratejik Ortaklık

Seyahat edeceklerin seyahate çıkmadan önce çok fazla araştırma yapmaları işlerine gelmez. Hangi aşı gerekli, gidilen ülke hangi evrakları istiyor, bunlara ek olarak sertifika gerekli mi gibi.

Zaten kimse kendisinden istenilen evrakları vermek için saatlerce sırada beklemek istemez. Seyahat profesyonelleri neden müşterilerinin işlerini kolaylaştırmak, gidilen yerde istenilecek evrakların önceden temini için onlarla ortak çalışmasın. Özellikle günümüzde kağıt yerine dijital görüntünün yeterli olduğu durumlarda.

Uzaktan çalışan gezginler için her şeyin hızlı bir şekilde yapılması lazımdır. Sonunda istenilen giriş belgelerinin e posta adreslerine veya akıllı telefonlarına veya adreslerine mektup ekinde gelmesi gerekir. Amaç seyahate çıkan müşterinin profiline göre işini kolaylaştırmaktır.

Kontrol Etmeyi Kolaylaştıran Sistemler

Yeni teknolojiler güvenlikten ödün vermeden kontrol etmeyi kolaylaştırdı. Ama cihaz tarafından tespit edilen bir problem eninde sonunda insan eli tarafından çözülür. Sınır kapılarında ve uçağa binerken kullanılan e Gate ve ABC gate (Otomatik Sınır Kontrolü) sistemleri sırada beklemeyi önleyen çözümlerdendir.

Bir de Kişisel Bilgilerin Korunması Yönetmeliğinin yarattığı sorunlar söz konusudur. Seyahat edenler kişisel bilgilerinin yayılması konusunda kuşkulu davranırlar. Onlara bunun çok iyi korunduğuna dair güvence vermek gerekir.

Konaklama ve Konaklama Sonrasının İhmal Edilmemesi Gerekir

Konaklama öncesi ve konaklama sonrası dönemler sürekli olarak değişim gösterirler. Müşterinizin memnuniyeti ile ilgili yazışmalar, özel platformlarla ilgili düşünceler, seyahat eden gruplar arasındaki mesajlaşmalar hizmet kalitenizi birçok kişiye duyuracaktır. Kullanabileceğiniz tüm pazarlama imkanlarını kullanarak konaklama öncesi gösterdiğiniz tüm çabaları müşteri sadakatine dönüştürün. Facebook, Instagram, Twitter gibi sanal topluluklar müşteri memnuniyetinin yayılması için bulunmaz imkanlardır. Memnun kalan müşteriler adeta bir büyükelçi gibi davranarak sizin daha fazla potansiyel müşterilere erişmenizi temin edeceklerdir.


Ekoetiketler Turizmin Olmazsa Olmazı Olacak Mı?

Doğa dostu olduğunu gösterir ekoetiketleri websitelerinde, otel tabelalarında hatta plajlarda görmekteyiz. Otuz yıldır bu etiketler seyahat edenlere doğa dostu hangi destinasyonlara gidebileceklerini söylüyor. Araştırmalara göre özellikle turizmin çevreye olumlu etkisini gösterebilmek açısından ekoetiketler daha fazla önem kazanarak seyahatlerin vazgeçilmezi olacak.

Yeşil Anahtar, Avrupa Ekoetiket, Yeşil Gezegen... gibi çıkartmalar ve diğer benzeri plakalar otellerin ön cephelerinde, web sitelerindeki reklamlarda, hatta plajlarda her geçen gün daha fazla görülmekte. Bu sertifikalar ilk defa 1990'larda ortaya çıktı ve geçen zaman içinde hızlı bir şekilde gelişti.

MT Lab'in başkan yardımcısı Paul Arseneault sosyal farkındalığın hiç olmadığı kadar önem arz ettiğini, turizmde çevresel sorunların tahminlerin ötesinde öncelik kazandığını vurguladı.

Yeşil aklama (*) tuzağına düşmeden tüm bu promosyon ve gelişmeler her şeyin üstünde bir tek şeyin altını kalın çizgilerle çizmektedir: müşteri artan bir hızla sürdürülebilirlik istemektedir.

Eksperlere göre ekoetiketler yakın zamanda turizm sektöründe vazgeçilmez duruma gelecekler. Çevreyi değerlendirmede yüksek ve düşük  performansı gösteren plakaların kabulü şirketlerin yapacağı sürdürülebilirlik savını daha güvenilir şekilde yapmalarına yol açacaktır.

Eko turizm plakaları turizm sektörünün şeffaflığını artıracak ve seyahat edenlere seçme imkanını sağlayarak çevrenin korunmasındaki performansı artıracaktır. Firma araştırmalarına göre global tüketicilerin %75'i satın alacakları turizm ürünlerinin üstünde sürdürülebilirlik etiketini görmek istediklerini ifade etmişlerdir.

Turizm pazarlayan çok uluslu şirketlerin kullanacakları eko etiketler kullanıcının güvenini kazanabilmek açısından güvenilir bilgiyi içerecek şekilde düzenlenecekler.

Tıpkı el aletlerinde olduğu gibi seyahatinde bir ürün sayfası olacak ve o sayfa ürünün çevreye olan etkisini ve sürdürülebilirlik derecesini seyahat edenlere sunacaktır. İster bağımsız olarak yaratılan ekoplakalar olsun, ister yetkili kurumların değerlendirmeleri sonucu verilecek ekoetiketler olsun, seyahat ve turizm şirketlerinin şeffaflığını geliştirecek, gelirini artıracak ve sürdürülebilirliğini teşvik edecek bu kalite göstergelerine sahip olabilmek için bir an önce harekete geçmeleri onların menfaatine olacaktır.

(*)
Kökeni, politik anlamda kullanılan “Whitewashing” kavramından türeyen ve ilk defa 1999 yılında “Greenwash” olarak Oxford sözlüklerinde yer alan kavram, çevreye karşı duyarlılık gösteriyormuş gibi toplumsal bir imaj yaratmak isteyen kurumların yaptıkları yanlış ve yanıltıcı bilgilendirme olarak tanımlanmıştır. Greenwashing kavramının Türkçede ki karşılığı “yeşil yıkama ya da yeşil boyama” olsa da anlamını tam olarak karşılayan çevirisi “yeşil aklama”dır. 


Turizim Korkusu: Turistlerin Gelmesini İstemeyen Destinasyonlar

Madalyonun iki yüzü vardır. Bir çok ekonomi için turizm ana gelir kaynağıdır. Toplumlar ve bölgeler turizm sayesinde gelişirler. Buna rağmen turizm korkusu denilen tepkinin oluşmasına yol açan turizm karşıtı gruplar her ülkede görülmekte. Antropolojik araştırmalara göre turizm korkusunun kökü çeşitli yerlerdeki planlama eksikliğinden kaynaklanıyor.

Hükümetlerin yetersiz altyapıları olan bölgelerdeki turist istilasını önlemek için profesyonel kurumlarla çalışıp, o yerlerin gelecekle ilgili planlamalarını yapıp, kesin çözüm bulmaları gerekiyor.

Turizm Korkusu Nedir?

Turizm korkusu kavramı son yıllarda adeta bir akım haline geldi. Ancak bu akımın kaynağı eskiye dayanıyor. Araştırıcılar sorunu ziyaret edilen yerin perspektifinden hareket ederek analiz ettiler. Genel olarak turistlerin gittikleri yerdeki yerel halk tarafından karşılanmaları beş safhada olabiliyor.

  • Coşku: Ev sahibi toplumun ziyaretçileri karşılamada duydukları haz.
  • İlgisizlik: Turistlerin varlığının gittikleri yerde bir ilgi yaratmaması ve alışagelmiş bir durum oluşması durumunda yerel halktaki umursamazlık duygusu.
  • Kızgınlık: Ev sahibi toplumun turistleri istilacı görüp umursamazlıklarının kızgınlığa dönüşmesi.
  • Düşmanlık ve teslimiyet: Bu son iki safha turist korkusu olgusunun önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Aşırı turist ziyaretlerine karşı duyulan reddetme hissi, gidilen yerdeki toplumun düşmanlık duygusunu veya kabullenmesini tetikleyebilir.

Turizm korkusu turistik bir destinasyona kapasitesinin üstünde bir ziyaretin gerçekleşmesi durumunda, mesela kısıtlı kaynaklara sahip bir yerleşim yerinde bulunan toplumun, rahatsızlık duyması sonucu yöre ziyaretçilerine karşı geliştirdiği tepkidir.

Turizm korkusunun sebep olduğu bir diğer durum ise turistifikasyondur.

Turistifikasyon Nedir?

Turistifikasyon, ekonomileri büyük ölçüde turizme bağlı şehirlerde, yerel halkın yaşama standartı seviyesini düşüren ve geçinme maliyetinin sadece ziyaretçiler tarafından katlanabilecek düzeyde yükselmesini anlatmaktadır. Yüksek düzeyde satın alma gücü olan ziyaretçilerin gittikleri yerlerde mal ve hizmet fiyatlarının artışına neden olması turistifikasyon kelimesinin en basit ama özlü bir tarifidir.

Aynı zamanda turist gentrifikasyonu olarak adlandırılan bu akım, orta sınıfın yaşadığı şehirlerde yayılma eğilimindedir. Gelen ziyaretçiler bu olgudan yararlanarak bu şehirlerde sürekli yaşamak için ilgi duyarlar. Bunun olumlu yanları da mevcuttur. Turistlerin yaşadıkları yerin gelişmesine yardımcı olmaları, yeni yatırımlara vesile olarak istihdamın artması ve yerel halkın yaşama standartının yükselmesidir.

Turizm korkusuna Neler Sebep Olur?

Turizm korkusu genellikle yerel halktan gelen destekçiler vasıtasıyla oluşur. Bunlar dengedeki ekonomik şartları istismar ederek yaşadıkları yerdeki çoğunluğun hayat standartlarının düşmesine neden olurlar.

Turizm korkusuna neden olan endişeler  aşağıda sıralanmıştır:

  • Ücretlerin düşüklüğü, mevsimsel oluşu ve dengesizliği.
  • Ekosistemin, doğal alanların, flora ve faunanın bozulması.
  • Kiraların ve geçinme maliyetinin artması.
  • Fazla ziyaretçilerin turistik sahalarda transit trafik yaratmaları.
  • Doğanın bozulması, trafiğin artışı ve ses kirliliği.
  • Yöre halkının günlük yaşamındaki huzurun bozulması.

 

Turizm Korkusu Nerelerde Görülüyor?

Turizm korkusunun en yoğun hissedildiği bölgeler daha fazla Avrupa kıtasında bulunmakta. Barselona, Venedik, İtalyan Riviera’sında ki Cinque Terre, Santorini, Amsterdam, Paris ve Londra örnek olarak gösterilebilir.

Bu şehirlerde yaşayan halkların geleneklere olan bağlılığı üst düzeydedir. Ancak onlar yaşadıkları yerlere olan ilginin fazlasıyla artması nedeniyle yaşama tarzlarından fedakarlık etmek durumunda kalmışlar ve bu sebeble turizm korkusunu yaşamaya başlamışlardır.