2025 Yılının Seyahat Trendleri

Seyahat etmek, bizi birbirimize bağlayan, ilham veren, hatta ruhumuzda değişim sağlayan bir güçtür.

Uçsuz bucaksız buzlarla kaplı Grönland’dan, testere dişli, sivri uçlu dağ kümelerinin olduğu İtalyan Dolomitleri’ne kadar dünyada keşfedilecek birçok güzellik var.

Seyahat etmek, güzel olduğu kadar gidilen yerin doğasına, kültürüne ve hijyenine saygı gösterme gerekliliği gibi zor bir sorumluluğu da beraberinde getirir.

Seyahat edenlerin sayısı pandemi öncesine göre artış göstermesine rağmen, aşırı hava şartları ve iklim değişikliği birçok destinasyonun kırılganlığını artırarak bu bölgelerin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmuştur.

Aşağıda 2025 yılının en gözde beş destinasyonunu sunuyoruz:

1. Naoshima Adası, Japonya

Yayoi Kusama’nın ikonik puantiyeli balkabağı heykellerine ev sahipliği yapan, Japonya’nın Seto İç Denizi’nde bulunan üç bin adadan biri olan Naoshima Adası, çağdaş sanat ve mimari tutkunları için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.

Ryoji Kasahara, Sanat Odası Başkanı:
“Deniz manzarasına bakıp kendimize şöyle sorduk: İnsanlarla uyum içinde olan bu güzel görüntüyü nasıl bir yapıyla harmanlayabiliriz? Doğaya zarar vermeden tasarımın bir parçası hâline getirip yapıları ön plana çıkarmaya çalıştık.”

Chichu Müzesi, bu yapıların en güzel örneklerinden biridir. Chichu, Japonca’da “yerin altında” anlamına gelir ve müze, bir tepenin içerisine inşa edilmiştir.

Bu yapıda az sayıda sanat şaheseri sergileniyor. Bu eserler arasında Claude Monet’in Su Nilüferleri adlı tabloları da bulunuyor.

Ryoji Kasahara:
“Claude Monet için bu alanı tasarlarken şöyle düşündük: Monet burada olsa ne isterdi? Tabloların doğal ışıkta sergilenmesini… İşte cevap bu.”

Önümüzdeki ilkbaharda Naoshima Adası’nda, diğer 9 mimari yapıdan ödül kazanmış Tadao Ando tarafından tasarlanan Naoshima Yeni Sanat Müzesi açılacak.

Dört mevsimi de yaşayan Naoshima Adası’nda, 2010 yılından beri düzenlenen modern sanat festivali Setouchi Triennale’yi ziyaret etmenizi özellikle tavsiye ediyoruz.

2. İtalyan Dolomitleri

Geçtiğimiz yıl fazlasıyla turist akınına uğrayan İtalya’nın, bu yıl da artan bir ilgiyle karşılaşacağı kesin. Eğer bu yıl ajandanızda İtalya varsa, ülkenin kuzeyindeki Dolomit Dağları’nı mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.

Dağlar, adını bir mineral olan dolomitten alıyor. Bu mineralin en büyük özelliği, gün batımında zirveleri turuncu-pembe tonlarına boyaması. Mineral, onu ilk kez tanımlayan bilim insanı Déodat Gratet de Dolomieu’nun adını taşır.

Dolomitler, doğa tutkunları için adeta bir cennet. Kış sporları ve yaz aktiviteleri için mükemmel bir ortam sunan bölge, 3000 metrelik zirvelerle çevrili. Taştan duvarların baş döndürücü güzelliği, yaz aylarında çiçeklerle kaplanan çayırlar, turkuaz renkli göller ve muhteşem orman manzaralarıyla tamamlanıyor.

Bölgenin benzersiz doğası nedeniyle, Dolomitler 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Bu güzelliklerin el değmeden korunabilmiş olması en etkileyici noktalardan biridir.

Dolomitler geniş bir alanı kaplasa da, iyi bir ön hazırlıkla tek başına rahatlıkla gezilebilir. İşaretlenmiş yolların çoğunu yürümek için rehbere gerek duyulmaz.

Yürüyüşler sırasında rifugio adı verilen dağ kulübelerinde konaklama imkânı vardır. Bir çeşit pansiyon olarak da tanımlanabilen bu dağ kulübelerinin haritalarına internet üzerinden ulaşabilirsiniz.

3. Grönland

Yeryüzünde Grönland’ın bir benzeri yoktur. İki milyon kilometrekarelik alanı kaplayan adada yalnızca 57.000 kişi yaşıyor. Muazzam bir buz kütlesiyle kaplı olan adada, el değmemiş vahşi doğa, eşsiz güzellikte dağlar ve fiyortlar keşfedilmeyi bekliyor.

Yürüyüş parkurları, balina izleme noktaları ve köpeklerin çektiği kızaklar, Grönland’ı görülmesi gereken yerler listesinde üst sıralara taşıyor.

Eskiden erişimi zor ve pahalı bir destinasyon olan Grönland’da, başkent Nuuk’ta açılan havaalanı ve 2026’da açılacak iki yeni havaalanı sayesinde bu zorluk büyük ölçüde aşılacak.

Modern Nuuk şehrinde tarihi rıhtımlar, müzeler ve etkileyici sanat galerileri mevcut. Ayrıca, kuzeydeki Ilulissat bölgesinde yer alan Disko Körfezi’ndeki buzdağlarını izlemek, insanı hayrete düşüren bir deneyim sunuyor.

4. Galler

İngiltere’nin altıda biri büyüklüğünde olan Galler, uzun yıllar boyunca turistler tarafından göz ardı edildi. Oysa Galler’de, hayranlık uyandıran millî parklar ve Orta Çağ’dan kalma şatolar bulunuyor. Üstelik, kalabalıklar da yok!

Croeso

Galler, 2025 yılını Hoş Geldiniz Yılı (Year of Croeso) olarak kutluyor. Yıl boyunca ziyaretçilere, Gal dilinde “coşkun neşe” anlamına gelen bu kavramın kültürel yansımaları sergilenecek.

Geçmiş yıllarda Galler, sürdürülebilirlik ve kültürel turizmi ön planda tutan bir destinasyon oldu. Turizm, Galce’nin (Welsh) yeniden popülerleşmesine de katkıda bulunuyor.

Bu yıl Hoş Geldiniz Yılı (Year of Croeso) kapsamında, bölgenin keşfedilmesi ve sosyal medyada daha fazla tanıtılması için bisiklet turlarına yatırım yapılıyor.

Gezilecek bir diğer önemli yer ise Galler Kıyı Şeridi Yürüyüş Parkuru. Bu yürüyüş rotası, bir ülkenin tüm kıyılarını kesintisiz kaplayan dünyadaki tek parkurdur.

5. Sri Lanka

Buğulu çay bahçelerinden serbestçe dolaşan vahşi fillere, tarihi tapınaklardan nefes kesici tren yolculuklarına kadar Sri Lanka, huzur veren bir ülkedir. 1972 yılına kadar Seylan olarak bilinen ülke, Hint Okyanusu’nun İncisi olarak da anılmaktadır.

Hükûmet güçleri ile Tamil Eelam Özgürlük Kaplanları arasında 1983’te başlayan iç savaş, 2009 yılında hükûmet güçlerinin zaferiyle sona ermiştir.

Bu yıl Kandy’de yedi yıldızlı Aviyana Özel Şalesi açılacak. Aynı zamanda Aarunya Doğa Resort’una, yıldız gözlem evi bulunan yeni aile villaları eklenecek.

Ayrıca başkent Kolombo’da 1 milyar dolar harcanan Mega Resort ve Sri Lanka’nın yeni hava yolu Air Ceilao da bu yıl faaliyete geçecek.